el-ehzaʹ ~ اَلْأَهْزَعُ

Kamus-ı Muhit - الأهزع maddesi

اَلْأَهْزَعُ [el-ehzaʹ] (أَفْضَلُ [efḋal] vezninde) Terkeşte en sonraya kalan oka denir, gerek iyi ve gerek kötü olsun, ʹalâ-kavlin terkeşte olan okların pek aʹlâsına denir, zîrâ hâdise-i şedîde için hıfz ve ibkâ olunur; yukâlu: مَا تَرَكَ فِي الْكِنَانَةِ أَهْزَعًا وَهُوَ آخِرُ سَهْمٍ فِي الْكِنَانَةِ رَدِيئًا كَانَ أَوْ جَيِّدًا أَوْ هُوَ أَفْضَلُ سِهَامِهَا Ve baʹzılar ʹindinde terkeşte okların pek kötüsüne denir. Ve

أَهْزَعُ [ehzaʹ] (gayr-i munsarıf olarak) Kes ve kimse maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: مَا فِي الدَّارِ أَهْزَعُ أَيْ أَحَدٌ Pes bunda vasfiyyet üzere olur.

Vankulu Lugatı - الأهزع maddesi

اَلْأَهْزَعُ [el-ehzaʹ] (hemzenin ve zâ’nın fethiyle) Şol oktur ki kuburda cümle oklardan sonra kala gerek iyi olsun gerek yaramaz olsun; yukâlu: مَا فِي كِنَانَتِهِ أَهْزَعُ İbnu’s-Sikkît eyitti: Pes kelime-i أَهْزَعُ [ehzaʹ] nefyden gayrı yerde istiʹmâl olunmaz, lâkin baʹzı şiʹrde müsbet dahi istiʹmâl olunmuştur. Ve

أَهْزَعُ [ehzaʹ] Gâh olur ehad maʹnâsına dahi istiʹmâl olunur; yukâlu: مَا فِي الدَّارِ أَهْزَعُ أَيْ مَا فِيهَا أَحَدٌ Ve

اَلْهُزُوعُ [el-huzûʹ] (zammeteynle) ve

اَلتَّهَزُّعُ [et-tehezzuʹ] (fethateynle ve zâ’nın zammı ve teşdîdiyle) Bunların ikisi dahi sürʹat etmek maʹnâsınadır; yukâlu: مَرَّ فُلَانٌ يَهْزَعُ مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ وَيَتَهَزَّعُ أَيْ يُسْرِعُ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı