el-ihmâd ~ اَلْإِهْمَادُ

Kamus-ı Muhit - الإهماد maddesi

اَلْإِهْمَادُ [el-ihmâd] (hemzenin kesriyle) Bir yerde ikâmet eylemek maʹnâsınadır; maʹnâ-yı mezbûrdan me΄hûzdur, gûyâ ki ذَا هُمُودٍ [žâ humûd] olur; yukâlu: أَهْمَدَ بِالْمَكَانِ إِذَا أَقَامَ بِهِ Ve sürʹatle yürümek maʹnâsına olmakla zıdd olur; yukâlu: أَهْمَدَ فِي السَّيْرِ إِذَا أَسْرَعَ Ve bunda hemze selb içindir, zıddiyyeti sâbit değildir. Ve cemâʹat taʹâm yemeğe birden girişmek maʹnâsınadır ki sükûnu ve ikâmeti müstelzimdir; yukâlu: أَهْمَدَ الْقَوْمُ فِي الطَّعَامِ إِذَا انْدَفَعُوا Ve bir nesne sükûn ve ârâm bulmak maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: أَهْمَدَتِ الرِّيحُ إِذَا سَكُنَتْ Ve bir nesneyi teskîn eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: أَهْمَدَتِ الْهَدِيَّةُ غَضَبَهُ إِذَا سَكَّنَتْهُ Ve bir emr-i mekrûh ve nâ-maʹkûl hakkında tınmayıp epsem durmak maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: أَهْمَدَ فُلاَنٌ إِذَا سَكَتَ عَلَى مَا يُكْرَهُ

Vankulu Lugatı - الإهماد maddesi

اَلْإِهْمَادُ [el-ihmâd] (hemzenin kesriyle ve hâ’nın sükûnuyla) Bir yerde durmak, ikâmet maʹnâsına; yukâlu: أَهْمَدَ فِي الْمَكَانِ إِذَا أَقَامَ فِيهِ Ve

إِهْمَادٌ [ihmâd] Sürʹat etmeğe dahi derler; yukâlu: أَهْمَدَ فِي السَّيْرِ إِذَا أَسْرَعَ فَهُوَ مِنَ الْأَضْدَادِ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı