el-evs ~ اَلْأَوْسُ

Kamus-ı Muhit - الأوس maddesi

اَلْأَوْسُ [el-evs] (hemzenin fethi ve vâv’ın sükûnuyla) Vermek maʹnâsınadır; yukâlu: آسَهُ يَؤُوسُهُ أَوْسًا إِذَا أَعْطَاهُ Esâs’ta إِيَاسٌ [iyâs] kelimesini dahi masdar-ı sânî olarak zikr eylemiştir ki aslı إِوَاسٍ [ivâs] olup kesre mücâveretiyle vâv yâ’ya münkalib olmuştur. Ve bir kimseye bir nesneden bedel olarak ʹivaz vermek maʹnâsınadır; yukâlu: آسَهُ إِذَا عَوَّضَهُ مِنْ شَيْءٍ Ve

أَوْسٌ [evs] Kurda denir, ذِئْبٌ [ži΄b] maʹnâsına. Ve nühzet ve fırsat maʹnâsınadır; yukâlu: إِغْتَنَمَ أَوْسًا أَيْ نُهْزَةً Ve

أَوْسٌ [Evs] Bir kabîlenin pederi ismidir ki Ḣazrec’in birâderidir; Enṡâr-ı kirâm bunlardan münşaʹiblerdir.

Vankulu Lugatı - الأوس maddesi

اَلْأَوْسُ [el-evs] (hemzenin fethi ve vâv’ın sükûnuyla) ʹAtâ maʹnâsınadır, Ebû Zeyd rivâyeti üzere. Ve bir nesneden ʹıvaz vermek maʹnâsına da gelir; yukâlu: أُسْتُ الْقَوْمَ أَؤُوسُهُمْ أَوْسًا مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ إِذَا أَعْطَيْتَهُمْ وَكَذَلِكَ إِذَا عَوَّضْتَهُمْ مِنْ شَيْءٍ Ve

أَوْسٌ [evs] Kurt dedikleri yırtıcı cânvere dahi ıtlâk olunur ذِئْبٌ [ži΄b] maʹnâsına. Ve gâh olur أَوْسٌ [evs]le baʹzı kimse tesmiye olur. Ve

أَوْسٌ [Evs] Yemen’den bir kabîlenin babası adıdır ki o Evs b. Ḵayle’dir, Ḣazrec’in kardeşidir ki Enṡâr bunlardandır. Ve Ḵayle mezbûrların anası adıdır.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı