اَلْعَافِيَةُ [el-ʹâfiyet] Gövdesi etli ve semiz nâkaya denir; cemʹi عَافِيَاتٌ [ʹâfiyât] gelir; yukâlu: نَاقَةٌ عَافِيَةُ اللَّحْمِ أَيْ كَثِيرَتُهُ Ve
عَافِيَةٌ [ʹâfiyet] İsm olur, sıhhat ve selâmete denir. Ve sülâsîden masdar olup مُفَاعَلَةٌ [mufâʹalet] bâbında istiʹmâl olunur, مُعَافَاتٌ [muʹâfât] ve عِفَاءٌ [ʹifâ΄] gibi ki قِتَالٌ [ḵitâl] veznindedir, ke-mâ se-yuzkeru.
اَلْعَافِيَةُ [el-ʹâfiyet] (fâ’nın kesri ve yâ’nın tahfîfiyle) Bir ismdir ki mevziʹ-i masdara vazʹ olunur, Ḣudây taʹâlâ bendeden muzırr olan nesneyi defʹ etmek manâsına; yukâlu: عَافَاهُ عَافِيَةً Ve
عَافِيَةٌ [ʹâfiyet] Tâlib-i rızk olan kimselere dahi derler, gerek insân gerek hayvân gerek tuyûr kısmı olsun. Ve
عَافِيَةٌ [ʹâfiyet] Sulanmağa gelen tâ΄ifeye dahi derler, وَارِدَةُ الْمَاءِ maʹnâsına.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı