muḣâleṯat ~ مُخَالَطَةٌ

Kamus-ı Muhit - مخالطة maddesi

Ve zekât husûsunda sâdır olan “لاَ خِلاَطَ وَلاَ وِرَاطَ” hadîsinde menhî olan خِلاَطٌ [ḣilâṯ]tan murâd meselâ iki kimse vech-i âtî üzere sâ΄imelerini birbirine karıştırmaktan ʹibârettir. Meselâ koyunun nisâbı kırktır, yaʹnî bir kimsenin kırk ʹaded koyunu olup şart-ı zekât tahakkuk eyledikte bir koyun verir tâ yüz yirmi bire kadar. Ve yüz yirmi birde iki koyun verir, iki yüz bire kadar bir nesne vermez. Ve iki yüz birde üç koyun verir, dört yüze kadar. Ve dört yüzde dört koyun verir. Ondan sonra yüzer iʹtibâr olunur, her yüzde birer koyun verir. Meselâ beş yüzde beş ve altı yüzde altı verir, helümme cerren. İmdi iki خَلِيطٌ [ḣalîṯ] beyninde kırk koyunu ve birinin de seksen koyunu olmak üzere yüz yirmi koyun olup ve karışık bir yerde olsalar, zekât alan kimse gelip ʹale’l-ıtlâk iki koyun alıp gittikte seksen koyunun sâhibi kırk sâhibine bir koyunun sülüs hissesiyle rücûʹ eylemekle bunun üzerine bir koyunla sülüs ve onun üzerine iki sülüs ʹâ΄id olmaktır. Ve eğer mezbûr yüz yirmiden bir koyun zekât alırsa seksen sâhibi kırk sâhibine bir koyunun iki sülüs hissesini redd ve rücûʹ eylemekle onun üzerine bir koyunun iki sülüs hissesi ve öbürünün üzerine bir sülüsü ʹâ΄id olmaktır. Ve baʹzılar dediler ki zekâtta خِلاَطٌ [ḣilâṯ] müteferrik beynini cemʹ eylemekten ʹibârettir ki meselâ üç nefer adamların kırkar koyunları olsa hasbe’n-nisâb her birine bir koyun vermek vâcibdir. Zekât alan voyvoda mezbûrlara mütekarrib oldukta hîleye sülûkla mecmûʹunu toplayıp gûyâ ki yüz yirmisinde bir adamın mâlı sûretinde eylemeleriyle voyvoda dahi hasbe’l-farîza hemân bir koyun alır. Şârih der ki tefrîk-i müctemiʹ sûreti bir gûne dahi vardır ki meselâ iki şerîkin her birinin yüzer koyunu olsa mecmûʹuna üç koyun vâcib olur. Musaddık geldikte tefrîk eyleseler, her birine birer koyun lâzım gelir. İntehâ. Ve

مُخَالَطَةٌ [muḣâleṯat] ve

خِلاَطٌ [ḣilâṯ] Bir nesne bir adamın ʹakl ve şuʹûrunu şûrîde ve muhtell eylemek maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: خَالَطَهُ الدَّاءُ إِذَا خَامَرَهُ Ve koyun sürüsüne kurt girişmek maʹnâsınadır; yukâlu: خَالَطَ الذِّئْبُ الْغَنَمَ إِذَا وَقَعَ فِيهَا Ve cimâʹ eylemek maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: خَالَطَ الْمَرْأَةَ إِذَا جَامَعَهَا

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı