muḣâyelet ~ مُخَايَلَةٌ

Vankulu Lugatı - مخايلة maddesi

اَلْمُخَايَلَةُ [el-muḣâyelet] (mîm’in zammı ve yâ’nın fethiyle) Bi-maʹnâhu, kezâlik; yukâlu: أَخَالَتِ السَّحَابُ وَأَخْيَلَتْ وَخَايَلَتْ إِذَا كَانَتْ تُرَجَّى الْمَطَرَ Ve

إِخَالَةٌ [iḣâlet] ve

إِخْتِيَالٌ [iḣtiyâl] Sehâbı zikr olunan hâlet üzere görmeğe dahi derler; tekûlu: أَخَلْتُ السَّحَابَةَ وَأَخْيَلْتُهَا إِذَا رَأَيْتَهَا مَخِيلَةً لِلْمَطَرِ Ve

إِخَالَةٌ [iḣâlet] İştibâh maʹnâsına da gelir; yukâlu: خَالَ الشَّيْءُ إِذَا اشْتَبَهَ ve yukâlu: هَذَا أَمْرٌ لَا يُخِيلُ أَيْ لَا يَشْتَبِهُ Ve

إِخْيَالٌ [iḣyâl] Deve yavrusunun yanına خَيَالٌ [ḣayâl] kurmağa dahi derler, tâ ki kurt görüp havf ede; tekûlu: أَخْيَلْتُ إِذَا وَضَعْتَ قُرْبَ وَلَدِهَا خَيَالًا لِيَفْزَعَ مِنْهُ الذِّئْبُ Ve خَيَالٌ [ḣayâl] kılmak insân şeklinde bir nesne kılmağa derler, ʹalâ-mâ merre ânifen. Ve

مُخَايَلَةٌ [muḣâyelet] Hasmın işlediğine göre işlemek, mübâre΄et maʹnâsına.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı