ezef ~ أَزَفٌ

Kamus-ı Muhit - أزف maddesi

اَلْأَزَفُ [el-ezef] (hemzenin ve zâ-yı muʹcemenin fethiyle) ve

اَلْأُزُوفُ [el-uzûf] (قُعُودٌ [ḵuʹûd] vezninde) Bir nesnenin vakti gelip çatmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَزِفَ التَّرَحُّلُ أَزَفًا وَأُزُوفًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا دَنَا Ve ʹacele eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: أَزِفَ الرَّجُلُ إِذَا عَجِلَ Ve yara onulmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَزِفَ الْجُرْحُ وَأَزَفَ وَأَزُفَ أَزَفًا وَأُزُوفًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ وَالثَّانِي وَالْخَامِسِ إِذَا انْدَمَلَ Ve azalmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَزِفَ الشَّيْءُ أَزَفًا وَأُزُوفًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا قَلَّ Ve

أَزَفٌ [ezef] Maʹâş darlığına ıtlâk olunur; dar nesnenin eczâsı birbirine karîb olmak tasavvuruna mebnîdir; yukâlu: فِي عَيْشِهِ أَزَفٌ أَيْ ضِيقٌ وَسُوءُ حَالٍ

Vankulu Lugatı - أزف maddesi

اَلْأَزَفُ [el-ezef] (hemzenin ve zâ-yı muʹcemenin fethalarıyla) Göç zamânı karîb olmak; yukâlu: أَزِفَ التَّرَحُّلُ يَأْزَفُ أَزَفًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا دَنَا Ve minhu kavluhu taʹâlâ: ﴿أَزِفَةُ الْآزِفَةُ﴾ (النجم، 57) يَعْنِي الْقِيَامَةُ Ve

أَزَفٌ [ezef] ʹAcele etmeğe dahi derler.



Kamus Muhit ve Vankulu Ara

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı