izâr ~ إِزَارٌ

Kamus-ı Muhit - إزار maddesi

Şârih der ki gerçi mü΄ellif mutlakâ مِلْحَفَةٌ [milḩafet] ile tefsîr eyledi, lâkin asl izâr belden aşağı tutulan fûta ve peştemâl makûlesine denir, niteki رِدَاءٌ [ridâ΄] belden yukarı tutulan sevbe denir, meselâ huccâcın belden yukarı tutundukları ihrâm ridâ΄ ve belden aşağı tutundukları izârdır. İntehâ. Ve

إِزَارٌ [izâr] Lafzının cemʹi آزِرَةٌ [âziret] gelir, حِمَارٌ [ḩimâr] ve أَحْمِرَةٌ [aḩmiret] gibi ve أُزُرٌ [uzur] gelir, حِمَارٌ [ḩimâr] ve حُمُرٌ [ḩumur] gibi ve أُزْرٌ [uzr] gelir zâ’nın sükûnuyla. Ve

إِزَارٌ [izâr] Mutlakâ adamı setr eden nesneye ıtlâk olunur. Onun için bir adamın beytine إِزَارٌ [izâr] ıtlâk ederler. Ve

إِزَارٌ [izâr] عَفَافٌ [ʹafâf] ve ismet maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: إِنَّهَا مِنْ أَهْلِ الْإِزَارِ أَيِ الْعَفَافِ ve yukâlu: هُوَ عَفِيفُ الْإِزَارِ Ve kişinin zevcesine ıtlâk olunur, libâs gibi. Ve dişi koyuna ıtlâk olunur. Ve dişi koyunu sağmak için çağırdıkları savttan hikâye olur ki إِزَارْ إِزَارْ diye çağırırlar, sükûn-ı râ ile.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı