el-izdihâf ~ اَلْإِزْدِهَافُ

Kamus-ı Muhit - الإزدهاف maddesi

اَلْإِزْدِهَافُ [el-izdihâf] (إِفْتِعَالٌ [iftiʹâl] vezninde) Bu dahi ölümcül olmak maʹnâsınadır; yukâlu: إِزْدَهَفَ لِلْمَوْتِ إِذَا دَنَا لَهُ Ve yük yüklenip götürmek maʹnâsınadır; yukâlu: إِزْدَهَفَ الْحِمْلَ إِذَا احْتَمَلَهُ Ve münharif olmak maʹnâsınadır; yukâlu: إِزْدَهَفَ الشَّيْءُ إِذَا انْحَرَفَ Ve ivdirmek maʹnâsınadır; yukâlu: إِزْدَهَفَهُ إِذَا اسْتَعْجَلَهُ Ve istihfâf maʹnâsınadır; yukâlu: إِزْدَهَفَهُ إِذَا اسْتَخَفَّهُ Ve bir yere girmekte müzâhame ile bî-muhâbâ saldırıp sokulmak maʹnâsınadır; yukâlu: إِزْدَهَفَ فُلاَنٌ إِذَا تَقَحَّمَ فِي الدُّخُولِ Ve söze kendi kesesinden söz katıp artırmak maʹnâsınadır; yukâlu: إِزْدَهَفَ فُلاَنٌ إِذَا تَزَيَّدَ فِي الْكَلاَمِ Ve iʹrâz eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: إِزْدَهَفَ عَنْهُ إِذَا صَدَّ Ve bir nesneyi alıp götürmek maʹnâsınadır; yukâlu: إِزْدَهَفَ الشَّيْءَ إِذَا ذَهَبَ بِهِ Ve helâk eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: إِزْدَهَفَهُ إِذَا أَهْلَكَهُ Ve refʹ-i savtla pek pek ve iri iri söylemek maʹnâsınadır; yukâlu: إِزْدَهَفَ فِي قَوْلِهِ إِذَا تَشَدَّدَ وَرَفَعَ صَوْتَهُ Ve bir adamın kavlini kendi kavliyle tezyîf ve ibtâl eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: إِزْدَهَفَ فُلاَنًا بِالْقَوْلِ إِذَا أَبْطَلَ قَوْلَهُ Ve dâbbe râkibini yere vurmak maʹnâsınadır; yukâlu: إِزْدَهَفَتِ الدَّابَّةُ فُلاَنًا إِذَا صَرَعَتْهُ Ve ʹadâvet kazanmak maʹnâsınadır; yukâlu: إِزْدَهَفَ الْعَدَاوَةَ إِذَا اكْتَسَبَهَا

Vankulu Lugatı - الإزدهاف maddesi

اَلْإِزْدِهَافُ [el-izdihâf] (hemzenin ve dâl’ın kesriyle) İvdirmek ve ivmek; yukâlu: إِزْدَهَفَهُ أَيْ عَجَّلَهُ وَفِيهِ إِزْدهَافٌ أَيِ اسْتِعْجَالٌ وَتَقَحُّمٌ Ve تَقَحُّمٌ [teḵaḩḩum] Bir nesneye sokulmaktır. Ve

إِزْدِهَافٌ [izdihâf] Bir nesneyi alıp gitmeğe dahi derler; yukâlu: أُزْدُهِفَ الشَّيْءُ أَيْ ذُهِبَ بِهِ عَلَى الْبِنَاءِ لِلْمَجْهُولِ Ve helâk etmeğe de derler; yukâlu: إِزْدَهَفَهُ إِذَا ذَهَبَ بِهِ وَأَهْلَكَهُ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı