el-irmiʹlâl ~ اَلْإِرْمِعْلَالُ

Kamus-ı Muhit - الإرمعلال maddesi

اَلْإِرْمِعْلَالُ [el-irmiʹlâl] (إِقْشِعْرَارٌ [iḵşiʹrâr] vezninde) Çocuk ağzından salyar akar olmak maʹnâsınadır; yukâlu: إِرْمَعَلَّ الصَّبِيُّ إِذَا سَالَ لُعَابُهُ Ve bir nesne ıslanmak maʹnâsınadır; yukâlu: إِرْمَعَلَّ الثَّوْبُ إِذَا ابْتَلَّ Ve biryân ve kebâb tabh olunurken yağı damlar olmak maʹnâsınadır; yukâlu: إِرْمَعَلَّ الشِّوَاءُ إِذَا سَالَ دَسَمُهُ Ve sürʹatle gitmek maʹnâsınadır; yukâlu: إِرْمَعَلَّ الرَّجُلُ إِذَا أَسْرَعَ Ve pek âvâz ile haykırmak maʹnâsınadır; yukâlu: إِرْمَعَلَّ الرَّجُلُ إِذَا شَهِقَ Ve perâkende olmak maʹnâsınadır; yukâlu: إِرْمَعَلَّتِ الْإِبِلُ إِذَا تَفَرَّقَتْ Ve gön ve sahtiyân makûlesi pek yaşarıp ıslanmak maʹnâsınadır; yukâlu: إِرْمَعَلَّ الْأَدِيمُ إِذَا تَرَطَّبَ شَدِيدًا Ve göz yaşı peyderpey muttasıl akmak maʹnâsınadır; yukâlu: إِرْمَعَلَّ الدَّمْعُ إِذَا تَتَابَعَ

Vankulu Lugatı - الإرمعلال maddesi

اَلْإِرْمِعْلَالُ [el-irmiʹlâl] (hemzenin ve mîm’in kesri ve ʹayn-ı mühmelenin sükûnuyla) Sabînin ağzından salyar akmak. Ve gözden yaş birbiri ardınca akmağa dahi derler; yukâlu: إِرْمَعَلَّ الصَّبِيُّ إِرْمِعْلَالًا إِذَا سَالَ لُعَابُهُ ve yukâlu: إِرْمَعَلَّ الدَّمْعُ إِذَا تَتَابَعَ قَطَرَاتُهُ ʹAyn’la ve ġayn’la lügattır. Ve

إِرْمِعْلَالٌ [irmiʹlâl] Biryânın yağı akmağa dahi derler; yukâlu: إِرْمَعَلَّ الشِّوَاءُ إِذَا سَالَ دَسَمُهُ Ve

إِرْمِعْلَالٌ [irmiʹlâl] Katı âvâzla çağırmağa derler; yukâlu: إِرْمَعَلَّ الرَّجُلُ إِذَا شَهِقَ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı