اَلْإِعْتِيَانُ [el-iʹtiyân] (إِفْتِعَالٌ [iftiʹâl] vezninde) Bu dahi bir nesneye göz değirmek için dike dike bakmak maʹnâsınadır; yukâlu: إِعْتَانَ الْإِبِلَ إِذَا اسْتَشْرَفَهَا لِيَعِينَهَا Ve câsûsluk eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: بَعَثْنَا عَيْنًا يَعْتَانُنَا وَيَعْتَانُ لَنَا أَيْ يَأْتِينَا بِالْخَبَرِ
اَلْإِعْتِيَانُ [el-iʹtiyân] (hemzenin ve tâ’nın kesriyle) Bir nesneyi seleften almak; yukâlu: إِعْتَانَ الرَّجُلُ إِذَا اشْتَرَى الشَّيْءَ بِنَسِيئَةٍ Ve
إِعْتِيَانٌ [iʹtiyân] Bir nesnenin güzîdesin almağa dahi derler; yukâlu: إِعْتَانَ الشَّيْءُ إِذَا أَخَذَ عَيْنَهُ وَخِيَارَهُ Ve
إِعْتِيَانٌ [iʹtiyân] Bir cemâʹate gözcü ve karavul olmağa dahi derler; yukâlu: إِعْتَانَ لَنَا فُلَانٌ إِذَا صَارَ عَيْنًا أَيْ رَبِيئَةً Ve رَبِيئَةٌ [rebî΄et] râ΄-i mühmele ve bâ΄-i muvahhade ile dîde-bâna derler. Ve
إِعْتِيَانٌ [iʹtiyân] Otlak aramağa ve menzil tutmağa dahi derler; yukâlu: إِذْهَبْ فَاعْتَنْ لَنَا مَنْزِلًا أَيِ ارْتَدْ Ve اِرْتِيَادٌ [irtiyâd] râ΄-i mühmele ile menzil taleb etmek.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı