اَلْإِعْدَاءُ [el-iʹdâ΄] (hemzenin kesriyle) Seğirttirmek maʹnâsınadır; yukâlu: أَعْدَاهُ غَيْرُهُ إِذَا حَمَلَهُ عَلَى الْحَضَرِ Ve bir adama zulm eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: أَعْدَى عَلَيْهِ إِذَا ظَلَمَهُ Ve sirâyet ettirmek maʹnâsınadır; yukâlu: أَعْدَى الْأَمْرَ إِذَا جَاوَزَ غَيْرَهُ إِلَيْهِ Ve mazlûm ve maglûba imdâd ve nusret eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: أَعْدَى زَيْدًا عَلَى فُلَانٍ إِذَا نَصَرَهُ وَأَعَانَهُ وَقَوَّاهُ
اَلْإِعْدَاءُ [el-iʹdâ΄] (hemzenin kesri ve elifin meddiyle) Sirâyet ettirmek; yukâlu: أَعْدَى فُلَانٌ فُلَانًا مِنْ خَلْقِهِ أَوْ مِنْ عِلَّةٍ بِهِ أَوْ جَرَبٍ Ve
إِعْدَاءٌ [iʹdâ΄] Muʹâvenet kılmağa dahi derler; tekûlu: إِسْتَعْدَيْتُ عَلَى فُلَانٍ الْأَمِيرَ فَأَعْدَانِي أَيِ اسْتَعَنْتُ بِهِ عَلَيْهِ فَأَعَانَنِي ve
إِعْدَاءٌ [iʹdâ΄] Atı seğirtmeğe dahi derler; yukâlu: أَعْدَيْتُ فَرَسِي إِذَا اسْتَحْضَرْتَهُ Ve إِسْتِحْضَارٌ [istiḩḋâr] ḩâ΄-i mühmele ile atı seğirtmeğe dahi derler. Ve
إِعْدَاءٌ [iʹdâ΄] Kelâmda tecâvüz edip cevr etmeğe dahi derler; yukâlu: أَعْدَيْتُ فِي مَنْطِقِكَ إِذَا جُرْتَ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı