el-iʹtâb ~ اَلْإِعْتَابُ

Kamus-ı Muhit - الإعتاب maddesi

اَلْإِعْتَابُ [el-iʹtâb] (hemzenin kesriyle) Bir kimseye عُتْبَى [ʹutbâ] vermek yaʹnî onun şikâyet ve infiʹâlini izâle ile onu kendiden râzî ve hoşnûd eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: أَعْتَبَ فُلاَنًا إِذَا أَعْطَاهُ الْعُتْبَى يَعْنِي رَجَعَ إِلَى مَسَرَّتِهِ Hemzesi selb için olmakla onun kalbinde olan küdûret ve infiʹâlini izâle eylemekten ʹibâret olur. Zikr olunan عُتْبَى [ʹutbâ] lafzı bundan ismdir. Ve

إِعْتَابٌ [iʹtâb] Bir nesneden munsarıf olmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَعْتَبَ عَنْهُ أَيِ انْصَرَفَ

Vankulu Lugatı - الإعتاب maddesi

اَلْإِعْتَابُ [el-iʹtâb] (hemzenin kesriyle ve ʹayn’ın sükûnuyla) İsâ΄et etmeden rücûʹ edip ihsân etmeğe başlamaktır; yukâlu: أَعْتَبَنِي فُلَانٌ إِذَا عَادَ إِلَى مَسَرَّتِي رَاجِعًا عَنِ الْإِسَاءَةِ Ve eger إِعْتَابٌ [iʹtâb]da hemze selb içindir deseler baʹîd değildir, عَتْبٌ [ʹatb]ı yaʹnî gazabı zâ΄il kılmak maʹnâsına, meger ki cevher-i kelime bunda rızâ için mevzûʹdur denile, ismi عُتْبَى [ʹutbâ] gelmek karînesiyle. Ve baʹzılar eyitti: إِعْتَابٌ [iʹtâb] bir emrden bir emre rücuʹ etmek maʹnâsına dahi gelir; yukâlu: أَعْتَبَ فُلَانٌ إِذَا رَجَعَ عَنْ أَمْرٍ كَانَ فِيهِ إِلَى غَيْرِهِ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı