اَلْإِعْكَالُ [el-iʹkâl] (hemzenin kesriyle) ve
اَلْإِعْتِكَالُ [el-iʹtikâl] (إِفْتِعَالٌ [iftiʹâl] vezninde) Bunlar da bir mâdde çaparız ve müşkil ve müştebih olmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَعْكَلَ عَلَيْهِ الْأَمْرُ وَاعْتَكَلَ إِذَا الْتَبَسَ Ve
إِعْتِكَالٌ [iʹtikâl] Nâstan ʹuzlet eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: إِعْتَكَلَ الرَّجُلُ إِذَا اعْتَزَلَ Ve iki öküz birbiriyle süsüşmek maʹnâsınadır ve binâsı müşâreket içindir; yukâlu: إِعْتَكَلَ الثَّوْرَانِ إِذَا تَنَاطَحَا
اَلْإِعْتِكَالُ [el-iʹtikâl] (hemzenin ve tâ’nın kesriyle) Haber müşkil olmak; yukâlu: إِعْتَكَلَ عَلَيَّ الْخَبَرُ مِثْلُ حَكَلَ وَاحْتَكَلَ Ve
إِعْتِكَالٌ [iʹtikâl] İki sığır birbiriyle tokuşmağa dahi derler; yukâlu: إِعْتَكَلَ الثَّوْرَانِ إِذَا تَنَاطَحَا
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı