اَلْإِعْتِذَارُ [el-iʹtižâr] (إِفْتِعَالٌ [iftiʹâl] vezninde) Bir adam ʹözr ve bahâne serd eylemekle kusûrunu dilemek maʹnâsınadır; yukâlu: إِعْتَذَرَ عَنْهُ إِذَا طَلَبَ قَبُولَ مَعْذِرَتِهِ Ve bir mahallin resm ve eseri mahv ve muzmahill olmak maʹnâsınadır; yukâlu: إِعْتَذَرَ الرَّسْمُ إِذَا دَرَسَ Ve
إِعْتِذَارٌ [iʹtižâr] İştikâ΄ maʹnâsınadır; yukâlu: إِعْتَذَرَ عَنْهُ إِذَا شَكَا Ve başta sarılmış sarığa enseden iki uç salıvermek maʹnâsınadır; yukâlu: إِعْتَذَرَ الْعِمَامَةَ إِذَا أَرْخَى لَهَا عَذَبَتَيْنِ مِنْ خَلْفٍ Ve su kesilmek maʹnâsınadır; yukâlu: إِعْتَذَرَتِ الْمِيَاهُ إِذَا انْقَطَعَتْ
اَلْإِعْتِذَارُ [el-iʹtižâr] (hemzenin ve tâ’nın kesriyle) Günâhtan ʹözr dilemek. Ve إِعْتَذَرَ رَجُلٌ إِلَى إِبْرَاهِيمَ النَّخَعِيِّ فَقَالَ لَهُ “قَدْ عَذَرْتُكَ غَيْرَ مُعْتَذِرٍ إِنَّ الْمَعَاذِيرَ يَشُوبُهَا الْكَذِبُ” Yaʹnî bir kimse İbrâhîm-i Neḣaʹî’ye radıyallâhu ʹanhu iʹtizâr ettikte,“Biz seni bi-gayr-i iʹtizâr maʹzûr tutarız, zîrâ iʹtizâr kizbden hâlî olmaz” dedi. Ve
إِعْتِذَارٌ [iʹtižâr] ʹÖzr makbûl olmağa dahi derler; yukâlu: إِعْتَذَرَ أَيْ صَارَ ذَا عُذْرٍ Ve
إِعْتِذَارٌ [iʹtižâr] Eser-i dâr mahv olmağa da derler, دُرُوسٌ [durûs] maʹnâsına. Ve bikrin bekâretin izâle etmeğe dahi derler,إِقْتِضَاضٌ [iḵtiḋâḋ] maʹnâsına.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı