el-irbâḋ ~ اَلْإِرْبَاضُ

Kamus-ı Muhit - الإرباض maddesi

اَلْإِرْبَاضُ [el-irbâḋ] (hemzenin kesriyle) Koyun ve keçi kısmını yatağına yatırmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَرْبَضَ الْغَنَمَ إِذَا آوَاهَا فِي الْمَرْبِضِ Ve bir kimse ehl ve ʹayâlinin nafakasını rü΄yet ve idârede kâ΄im olmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَرْبَضَ أَهْلَهُ إِذَا قَامَ بِنَفَقَتِهِ Ve güneş ısısı müştedd olmak maʹnâsınadır ki vuhûşu yerinden kımıldatmaz olur; yukâlu: أَرْبَضَتِ الشَّمْسُ إِذَا اشْتَدَّ حَرُّهَا Ve kap dolusu süt yâ şarâb cemâʹati kandırıp ağırlaştırıp sergi yere serip yatırmak maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: أَرْبَضَ الْإِنَاءُ الْقَوْمَ إِذَا أَرْوَاهُمْ حَتَّى ثَقُلُوا وَنَامُوا مُمْتَدِّينَ عَلَى الْأَرْضِ

Vankulu Lugatı - الإرباض maddesi

اَلْإِرْبَاضُ [el-irbâḋ] (hemzenin kesriyle) Koyunu yatağına sevk etmek; tekûlu: أَرْبَضْتُ الْغَنَمَ Ve

إِرْبَاضٌ [irbâḋ] Günün harâreti müştedd olmağa da derler; yukâlu: أَرْبَضَتِ الشَّمْسُ إِذَا اشْتَدَّ حَرُّهَا حَتَّى يَرْبِضَ الظَّبْيُ وَالشَّاةُ ve kavluhum: دَعَا بَإِنَاءٍ يُرْبِضُ الرَّهْطَ أَيْ يُرْوِيهِمْ حَتَّى يَثْقُلُوا فيَرْبِضُوا Yaʹnî “Kavme vefâ eder kâse ihzâr etti bir haysiyyetle ki her biri onunla sıklet hâsıl kılıp yatağına mâ΄il oldu.” Ve şol kimse ki يُرِيضُ الرَّهْطَ rivâyet kıldı yâ-i müsennâtla, o أَرَاضَ الْوَادِي den me΄hûzdur dedi, dereye su cemʹ olmak maʹnâsına.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı