اَلْإِرْزَاغُ [el-irzâġ] (hemzenin kesriyle) Yağmur yeri bir mikdârca ıslatıp çamur eylemek maʹnâsınadır, şöyle ki akıp gitmeye; yukâlu: أَرْزَغَ الْمَطَرُ الْأَرْضَ إِذَا بَلَّهَا وَلَمْ يَسِلْ Ve su azalmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَرْزَغَ الْمَاءُ إِذَا قَلَّ Ve bir kimseyi lisânla âzürde eylemek maʹnâsınadır, ʹalâ-kavlin bir adamı taʹn ve taʹyîb ederek ihtikâr eylemek maʹnâsına müstaʹmeldir. Ve ʹinde’l-baʹz bir adamı zebûnsayıp nesnesine tamaʹ eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: أَرْزَغَ فِي فُلاَنٍ إِذَا أَكْثَرَ مِنْ أَذَاهُ أَوِ احْتَقَرَهُ وَعَابَهُ وَطَعَنَ فِيهِ أَوْ طَمِعَ فِيهِ وَاسْتَضْعَفَهُ Ve yerin sıvık balçığı çok olmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَرْزَغَتِ الْأَرْضُ إِذَا كَثُرَ رِزَاغُهَا Ve kuyu kazan yaş balçığa erişmek maʹnâsınadır; yukâlu: أَرْزَغَ الْمُحْتَفِرُ إِذَا بَلَغَ الطِّينَ الرَّطْبَ Ve soğuk rüzgâr çiğ makûlesi rutûbet savurup getirmek maʹnâsınadır; yukâlu: أَرْزَغَتِ الرِّيحُ إِذَا جَاءَتْ بِنَدًى
اَلْإِرْزَاغُ [el-irzâġ] (hemzenin kesriyle) Balçık etmek, bir haysiyyetle ki ziyâde sulu ola velâkin akmaya; yukâlu: أَرْزَغَ الْمَطَرُ الْأَرْضَ إِذَا أَبَلَّهَا وَبَالَغَ وَلَمْ يَسِلْ Ve
إِرْزَاغٌ [irzâġ] Bir yeri kazarken yaş balçığa erişmeğe dahi derler; yukâlu: إِحْتَفَرَ الْقَوْمُ حَتَّى أَرْزَغُوا إِذَا بَلَغُوا الطِّينَ الرَّطْبَ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı