el-irʹâ΄ ~ اَلْإِرْعَاءُ

Kamus-ı Muhit - الإرعاء maddesi

اَلْإِرْعَاءُ [el-irʹâ΄] (hemzenin kesriyle) Otarmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَرْعَى الْمَاشِيَةَ بِمَعْنَى رَعَاهَا Ve bir adama bir yeri otlak taʹyîn eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: أَرْعَاهُ الْمَكَانَ إِذَا جَعَلَهُ لَهُ مَرْعًى Ve bir yerin merʹâsı çok olmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَرْعَتِ الْأَرْضُ إِذَا كَثُرَ رِعْيُهَا Ve bir adamın sözüne kulak tutmak maʹnâsınadır, مُرَاعَاةٌ [murâʹât] gibi; tekûlu: أَرْعِنِي سَمْعَكَ أَيِ اسْتَمِعْ مَقَالَتِي Ve bir adama ʹafv ve merhamet eylemek maʹnâsınadır; tekûlu: أَرْعَيْتُ عَلَيْهِ أَيْ أَبْقَيْتُ عَلَيْهِ وَتَرَحَّمْتُهُ

Vankulu Lugatı - الإرعاء maddesi

اَلْإِرْعَاءُ [el-irʹâ΄] (hemzenin kesri ve elifin meddiyle) Bir kimseye merhamet etmek; tekûlu: أَرْعَيْتُ عَلَيْهِ أَيْ تَرَحَّمْتُهُ Ve

إِرْعَاءٌ [irʹâ΄] Bir kimsenin kelâmına kulak tutmağa dahi derler; tekûlu: أَرْعَيْتُهُ سَمْعِي إِذَا أَصْغَيْتُ إِلَيْهِ Ve minhu kavluhu taʹâlâ: ﴿وَرَاعِنَا﴾ (النساء، 46) Aḣfeş eyitti: Bu aslında فَاعِلْنَا idi مُرَاعَاةٌ [murâʹat]ten أَرْعِنَا سَمْعَكَ maʹnâsına âhirinden yâ sâkıt oldu emr olduğundan ötürü. Ve Aḣfeş eyitti: “رَاعِنَا” dahi kırâ΄at olundu tenvînle kavl-i sâbık-ı mezbûrda ʹâmil kılınmak üzere كَأَنَّهُ قَالَ لَا تَقُولُوا جَمْعًا وَلَا تَقُولُوا هُجْرًا Bu takdîrce رُعُونَةٌ [ruʹûnet]ten olur hamâkat maʹnâsına.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı